“Büyük Taarruz’un dördüncü günü. Türk ordusunun başarısı, Yunan ordusunda çekilme, dağınıklık ve umutsuzluk devam ediyor. İsmet Paşa, Birinci Ordu ve Üçüncü Süvari Tümeni Komutanlıklarına, düşmanın Anadolu’da imha edilmesini emretti. Bunun için Yunan kuvvetlerinin telefon ve telgraf hatlarının kesilmesini, demiryolu ulaşımının engellenmesini, menzil kollarına baskınlar yapılmasını istedi. Yunan ordusunun tutunmasına engel olmak için Dumlupınar mevziinin arkasındaki Kaplangı Tepesi zapt edildi. Yunanlıların ön ve arkası kuşatıldı. Yunan askerleri arasında panik büyüdü. Yunan subaylarının dörtte üçü savaşa devamın faydasız olduğu kanısında. Trikopis, bazı savunma tedbirleri aldıktan sonra kuvvetlerin tek açık hat olan Çalköy’e çekilmelerini emretti. Uzun süre, yol bilen bir kılavuz arandı. Yürüyüş kolundan biri, zifiri karanlıkta Türk süvarisi zannederek iki kolordu karargâhına ateş açtı, karışıklık oldu. Trikopis grubunun durumu ümitsizleşti. Afyon Cephesi’ne yardıma çağrılan bağımsız Yunan Tümeni, çekilen Yunan Birinci Kolordusu’yla bağlantı kuramayarak Eskişehir güneyinde batıya doğru çekilmeye başladı. Yunan birliklerine, eldeki kuvvetlerin yeniden örgütlendirilmesi emredildi. Trikopis, ağır topların taşınması mümkün olmadığından namlu kapaklarının alınarak terk edilmelerini emretti. B Ordusu’ndan (İkinci Kolordu) kalan telsizin taşınmasını emretti. Fakat askerler onu da tahrip ederek bıraktılar. Mustafa Kemal, Fevzi ve İsmet Paşalar gece Afyon’da durumu gözden geçirerek saldırının şiddetle devam ettirilmesine, düşmanın durmaksızın kovalanmasına karar verdiler.
Afyon’a bağlı Egret (İhsaniye) ile Kütahya’ya bağlı Kürtköy
(Altıntaş) kurtarıldı. 28 Mart 1921’de işgal edilmiş olan İhsaniye, 7 Nisan
1921’de kurtarıldıysa da aynı yılın 14 Ağustos’unda yeniden Yunan işgali altına
alınmıştı. Altıntaş da 13 Temmuz ve 14 Ağustos 1921 tarihlerinde işgal
edilmişti.
Londra’ya çekilen teller 1) İngilizlerin İstanbul Yüksek
Komiseri Rumbold, Londra’ya üç tel çekti. Birincisinde Kemalist saldırının
başladığını, Anadolu ile haberleşmenin kesik olduğunu haber verdi. İkincisinde
Anadolu limanlarının yabancı gemilere kapalı olduğunu, bir İtalyan gemisinin de
Antalya limanına sokulmadığını bildirdi. Üçüncüsünde ise Curzon’un önceki günkü
sorusuna karşılık vererek Yunanlıların durumunu hafifletmek amacıyla Venedik
Konferansı’nın mümkün olduğunca çabuk toplanmasını önerdi ve Yunan ordusunun
Anadolu’yu boşaltmasına karşı olan görüşlerini tekrarladı. Önce, azınlıklar
için garanti elde edilmesi gerektiğini bildirdi. 2) İngilizlerin Atina İşgüderi
Mr. Bentinck, gizli telgrafında, İstanbul’un Yunanistan’a verilmesini savundu.
Kral Konstantin’le Kraliçe Sophia’nın Ayasofya Kilisesi’nde kısa zamanda Bizans
imparatoru ve imparatoriçesi tacını giymek için sabırsızlandıklarını anlatan
Bentinck, ‘İstanbul’un işgalini sonsuza kadar devam ettirmek niyetinde değilse
onu Yunanlılara devretmek, Doğu probleminin tek çözüm yoludur.’ dedi. 3) Şam
Konsolosu Palmer, Curzon’a dört ay Anadolu’da kalmış Hamza el Gouth adlı bir
ajanın verdiği bilgileri aktardı: Türk milleti ne pahasına olursa olsun barış
istiyor. Subaylar ve liderler savaşı sürdürmek istiyorlar. Kemalist düzen
koftur. Bir darbeyle çökebilir. Yeni bir Yunan saldırısı çabucak başarı
kazanır.
İran elçisi Mümtazüddevletle ile Fransız temsilcisi Albay
Mougin, Başbakan Rauf Bey’i ziyaret ettiler.
Zafer, Zonguldak’ta sevinç gösterileriyle karşılandı. Yeni
Cami’de zafer için yalvarıldı. Adana’da gösteriler. Rus Konsolosu, Vali Refet
Bey’i makamında kutlayarak ‘Bu, Şark’ın zaferidir.’ dedi.
Bahriye Nazırı Salih, Dahiliye Nazırı Ali Rıza ve Hariciye
Nazırı İzzet Paşalar, Tevfik Paşa’nın başkanlığında toplanarak son durumu
gözden geçirdiler.
Hakimiyeti Milliye: Afyon zaferi sevkülceyş
(stratejik), sevkiidare (taktik) ve gelecek harekatımız bakımından pek
ehemmiyetli bir muvaffakiyettir. Dün bütün gün taarruzumuz devam etmiştir.
Kahraman askerlerimiz Afyon’da en müstahkem mevkileri bir saatten az zamanda
düşürmüşler ve külliyetli ganimetler elde etmişlerdir. -Yıkılan gurur. -Ey Türk
yürü! Yürü ki, senin bu yürüyüşün tarihte yeni bir devir açıyor. Şark alemine
saadet ve hürriyet temin ediyor. Yürü ki bütün İslamiyet gülsün. Yürü ki bütün
Şark mesut olsun. Yeni Adana: Senelerden beri aziz topraklarımızı
yangın yerine çeviren, kardeşlerimizi boğazlayan haydut ordusuna kahredici
darbeler indiren ordumuzun büyük kumandanları Halaskârımızdan bir grup. Gazi
Paşa, Fevzi, İsmet, Kazım, Ali İhsan Paşa ve Rauf Bey. Zafer yollarında. Açıksöz:
Saldırının gelişmesi. Öğüt: Nur, zulmete galebe çalıyor. Peyamı Sabah:
Afyon Cephesi’nde milli kuvvetler iki gün evvel taarruza geçtiler. -Ankara’nın
sulh şartları nedir? Vakit: Ordumuz düşmana karşı geniş mikyasta bir taarruz
hareketine başlamıştır. Kuvvetlerimiz, Afyon yakınlarındaki düşman mevzilerini
işgal etmişlerdir. Haberleşme kesik olduğundan harp vaziyeti hakkında açık
malumat almak kabil olmamaktadır. Mamafi, son Yunan tebliği, Yunanlıların
telaşı, vaziyetlerinin iyi olmadığını göstermektedir. -Ahmet Emin: Son söz
silahların… Neticeden nikbin olmak caizdir. Anadolu, taarruza karar vermişse
kat’i muvaffakiyetin muhakkak derecesinde yakın olduğunu hesaplamış demektir.
İkdam: Afyonkarahisar mıntıkasında müteaddid fırkalarla taarruz (Yunan
resmi tebliğinden). -Atina’da hareketli toplantılar. Mezun erler ve subaylar
işbaşına davet ediliyor. -Biz Anadolu’da mühim bir askeri hareketin başlamış
olduğuna hükmedebiliriz. -Ankara mümessili, hareketin umumi olduğunu söylüyor. Papa
Eftim Efendi, Anadolu Hıristiyanlarının hakikati anlayarak Türklere iltihak
etmesini söylüyor. -Yakup Kadri: Ziya! Anadolu’nun her köyünde bir mektep ve
bir aydın muallim olsaydı, Sakarya facialarının yüzde sekseninin önü
alınabilirdi. Le Temps: Türk-Yunan cephesinde birkaç günden beri önemsiz
hareketler olduğu gelen haberden anlaşılmaktadır. İleri: Trampet çalan
temsili izci resmiyle: Kahraman milli ordumuzun taarruza geçtiği tahakkuk etti.
Son dakikada vuku bulan istihbaratımız, ordumuzun kat’i darbeyi indirmek üzere
bulunduğunu tebşir etmektedir. Gazilerimiz kat’i zafer yollarındadır.
Nasrminallah. -Atina endişede. Ne yapacaklarını uzun uzadıya düşünüyorlar.
-Başyazı: Taarruzumuz ve Yunan. Babalık’ta Mehmet Tevfik’in manzumesi:
Ordumuz ilerlerken. -Afgan Heyet-i Sefaretimiz 100 günlük uzun bir yolculuktan
sonra Kâbil’e vasıl oldu (26 Haziran’da). -Türkiye
köy bankaları. -Afyonkarahisarı’nın istirdadı. Tevhidiefkâr: Çatalca’da
iki Yunan alayı yine hududa yaklaştı. -Milli ordumuz taarruza başladı!
Cenabıhak muzaffer etsin. Afyonkarahisarı’nda büyük kuvvetlerle taarruza geçtik
(Yunan tebliğlerinden). -Afyonkarahisarı’nın istirdadından bahsediliyor. -Anadolu’nun
bütün limanlarıyla münakalatının kesilmesi. -Milli ordu, taarruz harekâtına başladı. Yenigün: Şiddetli muharebelerin
dördüncü günündeyiz. Harp harekâtı devam etmekte, ordumuz Hakk’ın inayetiyle pek
büyük muzafferiyetlerin arifesinde bulunmaktadır. Afyon şimalinde pek büyük bir
meydan muharebesine intizar olunmaktadır. Ordumuz 40 km. ilerlemiştir. -Dr.
Tevfik Rüştü: İnkişaf. -Pazar ola Stratos. Düşman, taarruzu hatırından
geçirmemektedir, demişti. -Düşman kuyudadır, boğuyoruz ve boğacağız. (Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı
Günlüğü IV, Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara-1996, sf. 607-608-609-610)”
Büyük
Taarruz’un dördüncü gününde savaş tüm gücüyle sürmekte. Yunanlıların direnci
kırılmak üzere. Belirgin bir dağınıklık ve yılgınlık söz konusu düşman
güçlerinde. Çözülmeler görülmekte. Çözülmeler yüzünden geri çekilme, kaçma
isteği ağır basmakta düşmanda. Ordumuz, gece gündüz saldırılarını sürdürmekte.
Yunan
tebliğlerinin dışında çok fazla haber kaynağı yok gibi. Onlarda da yenilgiden
açıkça söz edilmemekte. Ulusal direnişimizden yana bazı gazeteler, neler
olduğunu üç aşağı beş yukarı tahmin etmekteler.
Atatürk’ün
kurduğu ve 10 Ocak 1920’de yayına başlayan Hakimiyeti Milliye (1934’te Ulus
adını almıştır.) gazetesi: “Yürü ki, senin bu yürüyüşün tarihte
yeni bir devir açıyor. Şark alemine saadet ve hürriyet temin ediyor. Yürü ki
bütün İslamiyet gülsün. Yürü ki bütün Şark mesut olsun.” diyerek gerçeği ortaya
koymakta. Ayrıca bu sözlerle Kurtuluş Savaşı’nın dünyadaki ezilen uluslara
örnek olacağını vurgulamakta. Tüm ezilenlerin Türklerin bu başarısından gurur
duyacakları da belirtilmekte ayrıca. Bu, Taarruz’un dördüncü gününde önemli bir
öngörü. Bu öngörüde, Atatürk’ün payının olmaması düşünülemez. Çünkü Kurtuluş
Savaşı’mızın ideolojisi, emperyalizm ve kapitalizme karşı; tüm ezilenlerin
özgürlüklerine yöneliktir. Kurtuluş Savaşı önderleri, emperyalizme
başkaldırırken yalnızca kendi ulusları için değil, tüm ezilenler için
savaşmaktaydılar. Bunun içindir ki dünyanın ezilenleri Ankara’nın yardımına
koştu. Kurtuluş Savaşı’mız aynı zamanda emperyalizme karşı ezilen dünyanın bir
dayanışmasıdır. Ezilen uluslarla dayanışmanın örneğidir yüz günde Afganistan’a
varan büyükelçimiz ve yanındakilerin yolculuğu.
Dört gün kıran kırana süren savaşın düğümü, 30 Ağustos’ta
Dumlupınar’da Gazi Mustafa Kemal tarafından çözüldü. Düşmana en sert darbe
vurularak topraklarımızdan söküldü. Düşmana kaçmak, Türk ordusuna da kovalamak
düştü. Düşman kamyonlarla kaçtı, biz kağnı ve yalınayakla yetiştik onlara. Böylece
yurt savunmasına olan inanç, emperyalizme bel bağlayanların belini kırdı.
Adil
Hacıömeroğlu
29
Ağustos 2023
Afyon’da, Dumlupınar’da destan yazan şehitlerimizin ruhları şâd olsun. Kardeşlerini, kınalı kuzularını, evlerinin direklerini harbe gönderenler, onların artlarından hep dönmelerini beklediler. Bilmediler ki düştükleri yere gömüldüler. Toprağı vatan yapan ruhlarını,artık biliyoruz; oradalar ve asla yalnız bırakılmayacaklar. Bu vatan bizim. 👏🇹🇷🇹🇷🙏❤️Değerli Adil Öğretmenim emeğinize , yüreğinize sağlık💚Varolunuz🙏🏻Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil