27
Temmuz 2023 Perşembe sabahı erkenciyiz. Sıkı bir kahvaltıdan sonra öğretmenevinden
ayrıldık. Göreceğimiz birkaç yer var. Daha sonra Kütahya’dan ayrılacağız.
Yükçelerimizi,
arabanın yüklüğüne yerleştirdik güzelce. Bazı eşyalarımız, sığmadı arabanın
yüklüğüne. Onları da arka koltuğun önüne ve üstüne koyduk. Atacan, yanında
yüklerle gezmeye alıştı. Ayak altında da bazı torbalar var. Kimi zaman yanındaki
torba ve yükçeleri başına yastık yapmakta uyumak için. Kimi zaman da dirseğini
dayıyor onlara. Yiyecek torbalarındaki yolluklarımız ve sularımız da arkada. Yıkanmış meyveler ve salatalıklar, her zaman
olduğu gibi benim önümde.
Önce
belediyenin önünde eğledik arabamızı. Mustafa Kemal Paşa’dan Kütahya Halkına Takdirname
Anıtı’nı gördük. Anıttaki sözler, 6 Ağustos 1920’de Kütahya Mutasarrıfı Sait
Efendi’ye hitaben yazılmış. Kütahya halkına övgülerle dolu bir yazı. Bu anıt,
güzel bir mozak çalışması. Usta ellerden çıktığı belli. Bu yapıtın ustası Metin
Çağrıcı.
Belediyenin
önünde Kütahyalı Yontucu Mustafa Kemal Altınsoy’un yaptığı “Kuruluştan
Kurtuluşa Anıtı” görülmeye değer. Anıt, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 97. yıldönümünde,
yanı 2019’da dikildi. Kütahyalıların gurur duyduğu bir yapıt. Sayın Altınsoy,
adına yakışır bir anıta imza attı.
Belediyeden
ayrıldık. Kütahya’ya gece gelmiştik Dumlupınar yanından. Birden önümüze Kütahya’nın
önemli bir değeri olan Hisarlı Ahmet’in Anıtı çıkmıştı. Ancak gece, kalacak yer
aradığımızdan Hisarlı Ahmet Anıtı’nı göremedik iyice. Gündüz gözüyle görelim,
dedik. Gördük. Bu Anıt da Mustafa Kemal Altınsoy’ca yapılmış.
Hisarlı
Ahmet, Kütahya’nın önemli bir değeri. Asıl adı, Ahmet Hisarlı... Ancak mahlasıyla
tanınmış bir türkü adamı. Yöreye özgü türküleri, TRT repertuvarına taşıdı. Hem
iyi bir derlemeci hem de besteci. Hacca gittikten sonra bazıları ona: “Elini
eteğini çek bu işlerden.” deyince Büyük Usta onlara: “Ben Rabbime sizlerden
daha yakınım.” yanıtını vermiş. Bu sözüyle yobazlığı, boş inancı İslam sanan
bilgisizlere büyük sanatçı yüreğiyle güzel bir ders vermiş.
Hisarlı Ahmet’ten istemeden ve buruk bir veda ile ayrılıyoruz. Dilimde “Kütahya’nın Pınarları” türküsü var. Oldum olası sevdiğim bir türkü bu. Kütahyalı öğrencilerim oldu az da olsa. Onlara: “Kütahya’nın Pınarları türküsünü biliyor musun?” sorusunu sordum hep. Bilmiyorsa kısa zamanda öğrenmelerini söyledim onlara.
Dilimde
Kütahya’nın Pınarları, gözüm yolda. Eskişehir yoluna sapacağız İstanbul’a gelmek
için. Eşim hem arabayı sürmekte hem de porselen satan mağazaları süzmekte göz
ucuyla. Gördüğü mağazaların çoğunun önünde durdu. O durunca biz de inip gezdik
mağazaları. Beğendiği ürünleri alıp almayacağımızı bana sormakta. Ben de “Alıp
da nereye koyup nasıl götüreceğiz?” diyerek karşı çıkmaktayım incelikle ve onun
kırmadan. Araba tıka basa dolu. Zaten Denizli’de gördüğümüz her şeyi aldık
neredeyse. Araba küçücük zaten… Yine de birkaç parça bir şey aldı. Yolda Evliya
Çelebi’nin yontusunu görünce dayanamadık. Eğledik arabamızı ve Evliya Çelebi’yi
de görmek için. Ne yalan söyleyeyim Evliya Çelebi’nin Kütahyalı olduğunu burada
öğrendim. Öğrenmenin yaşı yok! Ölünceye dek insan öğrenmeli gücü yettiğince. Bu
anıtı da sanatçımız Mustafa Kemal Altınsoy yapmış.
Evliya
Çelebi’nin önünde çok fazla zaman geçirmedik. İçinden bana: “Ne duruyorsun,
yoluna git, gez, gör.” dedi. Sanki kaşlarını da çattı birazcık. Ben de onun
buyruğuyla Kütahya’ya el sallayıp yoluma gittim. Gezi yazılarını ustası Evliya
Çelebi’ye karşı çıkmak olur mu?
Adil
Hacıömeroğlu
22 Ağustos 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder