DİNLENCEDEN DÖNERKEN (Dinlence Yazıları-27)


28 Temmuz 2023 Cuma günü gün, boynunu eğip ufka kavuşma sevisiyle yanıp tutuşurken İznik’i ardımızda bıraktık. Otoyola çıkıncıya dek doğanın tadını çıkardık. Dinlencemizin son demlerinin değerini bildik. Yol boyunca meyve bahçelerinin doyumsuz güzellikleriyle gözümüzü, temiz havayla da ciğerlerimizi bayram ettirdik. Bu yolu oldukça yavaş geçtik. Gerçi bizim hızımızdan memnun olmayan onlarca sürücü vardı padişaha kelle götüren. Onların tacizkâr kornaları umurumuzda olmadı.

Doğanın güzelliğini, bir soluk daha fazla duyumsamak bütün amacımız. Meyve bahçelerinin en çalışkanları kuşlar… Hiç durmadan çalışmaktalar. Bir daldan, öbürüne kanat çırpmaktalar ivecenlikle. Belli ki yuvalarında besleyecekleri yavruları var. Bazı bahçelerdeki insanlar türlü işlerle uğraşmakta.

Yol boyunca traktörler…Kimi boş, kimi dolu… Traktörlerin üzerinde deyip gülen mutlu insanlar… Tüm yorgunluklarına karşın mutlular… Üretmenin, başarmanın, aile dayanışmasının mutluluğu bu…

Yol üstündeki köylerde insanın yaşayası geliyor. Hepsi temiz, düzenli, gösterişsiz… Evler, insanların gereksinmesini karşılayacak biçimde… Çok katlı, beton kaleler yok! Görgüsüzlüğün betonla anlatımı yansımamış bu köylere henüz.

Bir süre sonra keyifle gittiğimiz yol bitti ve paralı yola girdik. Gürültü, egzoz, korna… Kamyonlar dizi dizi… Sebze ve meyve yüklü olanlar çoğunlukta… Anadolu, İstanbul’u beslemek için yarışmakta. Dinlenceden dönenler, çok ivecen… Yel olup uçmak istemekteler. Yolcu otobüsleri temkinli...

Yolculuğumuz sırasında kafamda türlü düşünceler… Dinlence sırasında gezip göremediğimiz yerlere ne zaman, nasıl gidebileceğimizi düşünmekteyim. Usumun bir kıyısında Uşak, Kütahya ve İznik var. Bu kentlerde gezemediğimiz onlarca yer kaldı. Fırsat bulursak bu illere bir daha gitmektir dileğim. Gerçi ne kadar gidip görseniz de eksik kalan bir yerler oluyor. Bir yerin her noktasını gezmek olanaksız… Gezdikçe gezme tutkum daha çok artmakta. Geziler, öğrenme isteğimi olağanüstü çoğaltmakta.

Üç kentimize çok üzülüp şaşırmaktayım. Bunlar: Edirne, Kütahya ve İznik…  Üçü de tarih dolu… Edirne, Osmanlının başkenti… Yazgısı İstanbul’la bütünleşen bir kent… Dünyada Belçika ile Edirne en çok savaşın olduğu iki yer… Edirne’ye egemen olan İstanbul’a da sahip olmuş tarih boyunca. Olağanüstü tarihsel yapıtlar var bu kentimizde. Doğası da ilgi çekici… Ne yazık ki ucuz alışveriş yapmak isteyen Bulgar ve Yunanlılardan başka kenti gezmeye gelen yerli ve yabancı gezgin sayısı çok az.

Kütahya, Germiyanoğullarının kurulduğu merkez… Ayrıca Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın kazanıldığı toprak… Yani Türklerin Anadolu’dan çıkarılamayacağı gerçeğinin tüm dünyaya duyurulup kanıtlandığı yer… Günlerce gezilebilecek tarihsel yapıt varsıllığına sahip… Nerdeyse insanlığın her dönemiyle ilgili birden çok tarihsel yapıta rastlanmakta. Ülkemizde çini ve porselenin başkenti sayılabilir. Ne yazık ki bu varsıllığın kimse farkında değil. Ne yerli ne de yabancı gezginler, Kütahya ilinin tarihsel değerlerini tanımak için bu kente geliyor. Oysa böyle bir yere her gün onlarca uçak, onlarca da otobüs dolusu gezgin gelmeli.

İznik… İstanbul, Bursa, Sakarya, Kocaeli’nin dibinde tarihin ve doğanın dolup taştığı bir kent… Hangi sokağına girseniz tarihsel bir yapıya rastlarsınız. Çinilerinin ünü, değeri sınırlarımızın dışına taşmış. Toprağının bereketi tartışma götürmez. İlk yerleşim, M.Ö. 2500’lerde…  Bitinya Krallığının başkenti olmuş. Ardından Roma’nın en önemli yerleşim yerlerinden biri… 7. Konsül, İznik’te toplandığından Hıristiyanlık için çok önemli bir merkez… 787’de toplanan konsile Bizans İmparatoru I. Konstantin de katılıyor. 4. Haçlı seferi sırasında İstanbul, Haçlıların eline geçince Bizans Hanedanı üyeleri bu kente sığınıyor. Burada İznik İmparatorluğu kuruluyor. Böylece İznik, Bizans’ın da bir süre başkentliğini yapıyor. Bu imparatorluk, sonrasında İstanbul’u alıyor. Böylece İznik, İstanbul’u haçlılardan kurtaran kent oluyor. 1075-1086 yılları arasında Anadolu Selçuklu Devletinin başkenti İznik. Böylece üç devlete başkent olmuş bir ketten söz etmekteyiz. Böylesi tarihsel öneme sahip bir kente yurt içi ve dışından gezgin akını niye olmaz?

Edirne, Kütahya ve İznik öksüz… Ne yazık ki bu kentlerin tanıtımı yetersiz… Bu nedenle bu kentlerin tarihsel ve doğal varsıllıkları adeta saklanmakta. Bu varsıllıkları saklayan kent yöneticileri, Kültür ve turizm Bakanlığı yetkilileri ödüllendirilmeli. Bu olumsuz yöndeki beceriyi nasıl göstermişler insan şaşırıyor. Dileğim odur ki, bir gün bu üç kentimiz hak ettiği tanıtım yapılarak insanların gezip öğrendikleri, görüp keyiflendikleri yerler olur.

                                                                         Adil Hacıömeroğlu

  26 Ağustos 2023

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder