31 AĞUSTOS 1922 PERŞEMBE

            “Büyük Taarruz’da altıncı gün. Gece (30/31) Yunan generallerinden Dumanos kayboldu. Murat Dağı’nda attan düşerek öldüğü sanılıyor. Sabahleyin dünkü savaş alanını gezen Mustafa Kemal, binlerce Yunanlı cesedini gördükten sonra, ‘Bu manzara insanlığı utandırabilir, fakat meşru müdafaamız için buna mecbur olduk. Türkler, başka milletlerin vatanında böyle bir harekete girişmez.’ dedi. Yerdeki bir Yunan bayrağını ‘Bir milletin istiklal alametidir.’ diyerek kaldırttı. Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalar, Çal köyünde yıkık bir evin avlusunda kırık bir kağnı arabasının döşeme ve oklarına ilişerek durumu görüştüler, kazanılan zaferin bütün seferi sonuçlandıracak büyüklük ve önemde olduğunda görüş birliğine varıldı. İzmir’e yürünmesi kararlaştırıldı. Büyük takip başladı. Dumlupınar, Kaplangı Dağı, Şeyh Elvanlı Dağı ele geçirildi. Yunanlılar Uşak’ı yaktılar. İsmet Paşa genelgelerinin birinde ‘Birliklerimizin saldırı gücü, düşmanı her yerde maddi ve manevi olarak perişan etmektedir.’ dedi. Yunan kuvvetlerine karşı şiddetli saldırılar yapıldı. Çorum Dağı’ndaki Yunan birlikleri emir almadan çekilmeye başladı. Yunan ordusuna İzmir’deki karargâhtan ‘Yunan vatanının şerefi ve Yunan isminin korunması için ilerlemesi durdurularak düşmanın hızla mağlup edilmesi’ emri verildi. Üstlere, yerlerine dönme emrine uymayan astları olduğu yerde vurma yetkisi verildi. Buna rağmen, itaat tamamen bozuldu ve herkes kendi canını kurtarma derdine düştüğü için hiçbir zor kullanılmadı. 26 Ağustos’tan beri devam eden Afyon savaşları sona erdi. Yunanlılar Eskişehir yönünde de çekilmeye başladılar.

         Yunanlılar çekiliyor. Yunan Bağımsız Tümeni, Türk işgali altına girmiş araziden Kütahya’ya doğru çekiliyor. Güzel bir hava. Bir vadide, Türk Kafkas Süvari Tümeni’nin baskını sonucu şiddetli bir çatışma oldu. Yunanlılar 150 kayıp verdi. Evvelce Yunanlılara hizmet ettiği için Bağımsız Tümen’le birlikte kaçan Seyitgazi Belediye Başkanı ile Sucaattin Tekkesi Dervişi de çarpışmada öldüler. Daha sonra Kütahya’daki Türk birliklerinin saldırısına uğrayan Yunan tümeni, varlığını korumayı başardı. Banaz yönüne çekilen Yunan kuvvetleri, Türklerin köyleri boşaltmış olmasından ötürü kılavuz bulamadığı için kuşku içinde İzmir’e yol arıyor. Şafak, diğer Yunan kuvvetlerini çekilirken buldu. Banaz ve İslamköy ovaları, çekilen Yunanlılarla doldu taştı. Yunan kuvvetlerine savunma hattı kurmaları için verilen emir uygulanamadı. General Franko, Anadolu Sefer Ordusu Komutanlığı’na, ‘Ordunun morali o kadar düştü ki, erler bir sel gibi koşmaktadır.’ diye bildirdi.

         Yunanlıların Uşak’ta yaptığı tahribat: 1.000 kişi öldürüldü, 300 aile Yunanistan’a götürüldü. 1800 ev, 12 cami ve mescit, 636 dükkân ve mağaza ile bağlar yakıldı. Rauf Bey, devletlere gönderdiği bir nota ile Yunan kundakçılığını protesto etti.

         M. Şevki’nin not defterinden: Dört gündür yoğun ve uykusuz olan neferleri, Dumlupınar’dan buraya yürüyerek değil, oynayarak geldiler. Hepimiz çılgın gibiyiz. Köylüler, kadın erkek, genç ihtiyar, minicik yavrular bile sevinçten deli gibi ağlıyor, askerleri kucaklıyor. Üzengilerimize yapışıp öpüyorlar. Gece geç olduğu halde, askerlerimizin yattığı evlerden yanık memleket şarkıları geliyor.

         Yunanistan’da durum: İngiltere’nin Atina İşgüderi Bentinck’in sabahtan akşama kadar art arda Londra’ya gönderdiği tellere göre: Hükümeti destekleyen gazeteler Anadolu’nun terk edilmesi zorunluluğundan söz etmeye başladılar. Çoğunlukta olan öteki Yunan gazeteleri ise Anadolu’nun boşaltılmasına şiddetle karşılar. Yunanistan, İngiltere’den askeri yardım istemek niyetinde. Fransız gazetelerinden bazıları, Türk uçaklarının Fransız pilotlar tarafından kullanıldığını yazdılar, ancak Fransızların Atina Elçisi bu haberi yalanladı. Bentinck, geç saatlerde gönderdiği telgrafta Hükümet çevrelerindeki tedirginliği anlattı. Buna göre, ‘felaket’in suçu ‘dik kafalı aptal’ diye hücum edilen Başkomutan Hacıanesti’ye yükleniyor. İçişleri Bakanı Stratos, Sevr sınırlarına çekilmeyi önerirken, Gunaris, Anadolu’nun bütünüyle boşaltılmasını savunmaya başladı. Bentinck, ‘Durumun ne kadar ciddi olduğunu anlamak güçtür. Çeşitli söylentiler vardır, ama Anadolu’nun boşaltılmasına alelacele karar verilmesi ve boşaltmaya hemen gidilmesi ihtimaline karşı sizi uyarmaya cesaret ederim.’ dedi.

         Yunan Hükümeti, İzmir’e göndermek üzere 7 gemiye el koydu. Deniz Bakanı, filoya İzmir’e hareket etmesini emretti.

         Türkiye’deki İngiliz görevlilerinin Londra’ya telleri: 1) İzmir’den Sir Lamb: Askeri durum kritik değilse bile ciddidir. İçişleri Bakanı’yla Savaş Bakanı dün alelacele İzmir’i ziyaret ettiler. Yüksek Komiserle ve daha sonra istifa ettiği bildirilen Başkomutan’la görüştükten sonra aynı gün akşam gittiler. Henüz panik alameti yok, ama her an baş gösterebilir. Limana birkaç müttefik gemisi yollanması yararlı olabilir. 2) İstanbul’dan Rumbold: Milliyetçilerin taarruzu İstanbul Hükümeti’ne büyük huzursuzluk vermektedir. İstanbul Hükümeti, Venedik’te yapılması tasarlanan hazırlık konferansının zarar göreceğinden ya da gereksiz yere erteleneceğinden korkmaktadır. İstanbul Hükümeti, Paris teklifleri gereğince Anadolu esasen Türkiye’ye geri verilecek olduğuna göre, bu saldırıyı tahrik eden sebepleri bilmediğini ileri sürmektedir.

         Dün kurtulan Kütahya halkı, Belediye binasında toplanarak Kadı Asım Efendi’yi Mutasarrıf Vekili seçti.

         Kuzey Irak’taki Revandiz’de Özdemir Bey komutasındaki Türk askerleri ile yerli aşiret kuvvetleri, İngilizlerle yaptıkları Derbent çarpışmasında önemli başarılar elde etti. Yarın İngilizler çekilecek ve Derbent işgal edilecektir. Bombalama yapan 4 İngiliz uçağı düşürülecektir. İngilizlerin 3 subayı yaralandı, 14 Hintli asker öldü, 7’si kayboldu. İngiliz birliklerinde görev alan yerli gönüllülerden 12 ölü ve kayıp, 19 yaralı var.

         İstanbul Eski Belediye Başkanı Selim Paşa ile yardımcısı Mehmet Ali Bey, görevleri sırasında yolsuzluk yaptıkları gerekçesiyle Şura’yı Devlet’te yargılanmaya başlandılar. Cavit Bey’in, Avrupa’da bulunan Mahmut Muhtar Paşa’dan aldığı mektup: Şark meselesini İngiltere’nin isteği doğrultusunda halletmekten başka çare kalmadı. Anadolu’da geçici hükümetin devamına yardım edecek bir barış mümkün değil. Anadolu, Boğazları tehdit edemediği için çökecek. Merkez de artık Ankara olamaz… Cavit Bey’in notları: Dört günden beri gelen taarruz ve zafer haberleri, yüzleri güldürüyor. İzmir de dahil olduğu halde, bütün Anadolu’nun halası bekleniyor.

         Tevhidiefkâr’da boydan boya manşet: Yunanlılar Eskişehir’i tahliye ettiler. Düşmanın cephesinin kilidi olan Afyonkarahisarı’nın zaptı üzerine bütün cepheleri sarsıldı. Dumlupınar da ordumuz tarafından işgal edilmiştir. Düşman Afyonkarahisarı Meydan Muharebesi’nde yedi bin zayiat verdi. Ordumuz, bütün cephe üzerinden taarruza geçerek düşmanı takibe başlamıştır. -Kocaeli Grubumuz Bilecik’i zapt etti. -Mezalim tahkikatı reddedildi. -Askeri mütalaa: Afyonkarahisarı zaferi çok mühimdir. İleri: Mazlum milletleri ve bilumum Müslümanlarla hakperest insanları büyük müjdelerle şadan eyleyen tebliğ-i resmimiz geldi. Ordumuz, düşmanın kuva-yı külliyesini evvela 60 km.lik bir cephe üzerinde bozdu. Yunanlıların zayiatı azim. Üsera, ganimet pek boldur. -Düşman 15 km. geri çekildi. -Ali Peyam Efendi, evvelce ne diyordu, şimdi ne diyor? Babalık: Mustafa Kemal Paşa’nın Meclis’e zafer müjdesi. -İzmir muhtariyetinin iç yüzü nedir? -Yunanlılar Asya-yı Sugra muhtariyetini Balıkesir’de nasıl ilan ettiler?  Hakimiyeti Milliye: Kıtalarımız Dumlupınar’ın şark ve şimaline ricat etmek isteyen düşmanı muharebeye mecbur ederek müthiş bir darbe vurmuştur. Elde edilen top ve ganimetler fevkalade mühimdir. -Afyon halkı şükran secdesinde. -Başyazı: İslam’ın ihyası: Bundan sonra tarihçiler üç büyük olayı yan yana anacaklar: Uhud Savaşı, Peygamberimizin ölümü, Anadolu’da bugünkü savaş. -İlk gazilerimiz (28 ve 29’da) Konya’da. Yenigün: Kütahya önünde bir savaş bekleniyor. Düşman kaçamayacak. -Nebizade Hamdı: Misak-ı Milli’den fazlasını istemeliyiz. -İlk tokat! -Afgan Elçilik Kurulu ile Bakü’den Kabil’e. Sınırda ve Herat’ta eşsiz karşılama töreni. -Anadolu’da zafer şenlikleri. Öğüt: Yunan ordusunu Anadolu’da ölüm bekliyor. Dumlupınar’da davayı kaybettiler. Yeni Adana: Düşman perişan, kaçıyor. -Ordumuzun müthiş savletleri. Peyamı Sabah’ta heyecansız başlıklarla 27, 28 tarihli resmi tebliğler. -Afyon batısında büyük bir muharebe başladı. -Ali Kemal: Kuvayı Milliye Afyon’dan sonra Eskişehir, Kütahya, Bursa vesaireyi kurtarsa da silahla zafere ulaşılamayacağı görüşümüzü değiştirmeyiz. Avrupa’nın nazım ve hâkimi devletlere karşı Anadolu’da Türk hakimiyetini devam ettirmek eski zamanda olduğu gibi kılıçla kuvvetle mi olur? Vakit’te süslü çerçeve içinde manşet: Yunanlılar, şimendifer hattı boyunca ricat etmektedirler. Son haberlere nazaran Eskişehir de kahraman kıtaatımız tarafından işgal edilmiştir. -Askeri mütalaa: Afyonkarahisar muzafferiyeti. -Tekirdağı’ndan Mudanya’ya asker nakli. -Atina’da galeyan baş gösterdi. İkdam’da başlıklar büyüyor: Resmi tebliğimize nazaran Afyonkarahisarı istirdat edildikten sonra merkez ve sağ cenahta harekâtımız muvaffakiyetle inkişaf etmektedir. Bundan Eskişehir’in de alındığını tahmin ediyoruz. Esirler ve ganimet çoktur. -Yunanlılar arasında telaş başlamıştır. -Taarruzumuzun Avrupa’daki akisleri. -Askeri mütalaa, harita. -Yakup Kadri, 9 ay önce ‘İzmir’de görüşeceğiz.’ diyen İsmet Paşa’ya sesleniyor: Vuslat saatini bekleyen bir sevdalı gibiyiz. Söyleyin vuslat ne zaman? Aydede: Zafer temin edilince Peyamı Sabah’ın alacağı tavır: Mustafa Kemal, bir duvarın sütünde gururla yükselmiş, yerden Ali Kemal yalvarıyor: ‘Mest-i nazım kim büyüttü böyle biperva seni?’ Güleryüz: Minla Beyimizi kızdırmışız. -Celali: İlk yumruk: İzmir’imin cephesinde ilk silahı patlattı. -Münci’den (Ali Kemal) Kral Kosti’ye: Haşmetmeap, hasretinle günden güne sararıp soldum. Bizi sakın yalnız bırakma, perişan oldum, beni bu diyardan kurtar. -Fırkası olan Hürriyet ve İtilaf hapı yuttuğu için kara kara düşünen Rum.

         Le Temps: Türk zaferi: Türk saldırısı ve başarısı İngiltere’de derin bir tesir yapmıştır. Düşmanlığa tekrar başlaması, İngiltere’nin Irak ve Filistin’de düştüğü yeni zorluklarla aynı zamanda oluyor. Türklerin milli topraklarını kurtarmaya hakları vardır. Fransa, barışma için bütün gayretlerini sarf etti. Matin: Yunanlılar 70 km. çekildiler. Westminister Gazette: L. George, artık anlaşılmıştır ki Almanlara karşı gösterdiği dirayeti, Türklere karşı göstermiştir. Morning Post: L. George: Yunanistan’ı felakete sürükledi. İngiltere, Venedik Konferansı ile boğmak istediği Türklerden kesin cevabını aldı. Daily News: Türkler Sevr Anlaşması’nın ortadan kaldırılması için çareyi kendileri buldular. Bize şimdi sadece düşünmek düşer. The New York Times: Avrupa uygarlığının beşiği olan Ege bölgesi bir kez daha Asyalıların eline geçerse, bu cinayetin başlıca sorumluları İtalya ile Fransa olacaktır. Daily Express’te, General Townshend’in Türk ordusunda maneviyatın ve donanımın fevkalade olduğunu anlatan demeci. (Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü IV, Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara-1996, sf. 613-614-615-616-617)”

         Türk utkusunun haberleri artık saklanamaz oldu. Hem Batı hem de Türk basını, Türk’ün başarısını manşetlerine taşıdılar. Ali Kemal bile gerçeği görmezden gelemedi. Baştan beri Ankara’nın yanında yer alan Türk gazetelerinde ihanetin en önemli adreslerinde biri olan Peyamı Sabah’a göndermeler de bulunuluyor. Ne yazık ki Ali Kemal, tüm gerçek ortadayken işbirlikçi tavrından vazgeçmeyip İngilizlere tapınmayı sürdürmekte.

         Atatürk karşıtı bazı bilgisizler, ikide bir “Biz Kurtuluş Savaşı’nda İngilizlerle savaşmadık ki…” derler. Irak’ın kuzeyinde İngilizleri, Özdemir Bey’in nasıl yenilgiye uğrattığını bu yazıdan öğrenirler artık. Üstelik bizim Kurtuluş Savaşı’nda asıl savaştığımız güç, İngilizlerdi.

         Günlükler, Atatürk’ün dehasını anlamak için önemli belgeler. Tüm olanaksızlıklara, yoksulluğa ve yoksunluğa karşın savaşı kazandık. Çünkü Türklerin başında bir deha vardı, Yunanlıların başında ise ülkesinin yazgısını emperyalistlerin gücüne bağlayan fırsatçı ve işbirlikçi bir zavallı. İşte savaşın gidişatını belirleyen de bu fark.

                                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                                       31 Ağustos 2023

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder