“Büyük Taarruz’da altıncı gün. Gece (30/31) Yunan generallerinden Dumanos kayboldu. Murat Dağı’nda attan düşerek öldüğü sanılıyor. Sabahleyin dünkü savaş alanını gezen Mustafa Kemal, binlerce Yunanlı cesedini gördükten sonra, ‘Bu manzara insanlığı utandırabilir, fakat meşru müdafaamız için buna mecbur olduk. Türkler, başka milletlerin vatanında böyle bir harekete girişmez.’ dedi. Yerdeki bir Yunan bayrağını ‘Bir milletin istiklal alametidir.’ diyerek kaldırttı. Mustafa Kemal, İsmet ve Fevzi Paşalar, Çal köyünde yıkık bir evin avlusunda kırık bir kağnı arabasının döşeme ve oklarına ilişerek durumu görüştüler, kazanılan zaferin bütün seferi sonuçlandıracak büyüklük ve önemde olduğunda görüş birliğine varıldı. İzmir’e yürünmesi kararlaştırıldı. Büyük takip başladı. Dumlupınar, Kaplangı Dağı, Şeyh Elvanlı Dağı ele geçirildi. Yunanlılar Uşak’ı yaktılar. İsmet Paşa genelgelerinin birinde ‘Birliklerimizin saldırı gücü, düşmanı her yerde maddi ve manevi olarak perişan etmektedir.’ dedi. Yunan kuvvetlerine karşı şiddetli saldırılar yapıldı. Çorum Dağı’ndaki Yunan birlikleri emir almadan çekilmeye başladı. Yunan ordusuna İzmir’deki karargâhtan ‘Yunan vatanının şerefi ve Yunan isminin korunması için ilerlemesi durdurularak düşmanın hızla mağlup edilmesi’ emri verildi. Üstlere, yerlerine dönme emrine uymayan astları olduğu yerde vurma yetkisi verildi. Buna rağmen, itaat tamamen bozuldu ve herkes kendi canını kurtarma derdine düştüğü için hiçbir zor kullanılmadı. 26 Ağustos’tan beri devam eden Afyon savaşları sona erdi. Yunanlılar Eskişehir yönünde de çekilmeye başladılar.
Yunanlılar çekiliyor. Yunan Bağımsız Tümeni, Türk işgali
altına girmiş araziden Kütahya’ya doğru çekiliyor. Güzel bir hava. Bir vadide,
Türk Kafkas Süvari Tümeni’nin baskını sonucu şiddetli bir çatışma oldu.
Yunanlılar 150 kayıp verdi. Evvelce Yunanlılara hizmet ettiği için Bağımsız
Tümen’le birlikte kaçan Seyitgazi Belediye Başkanı ile Sucaattin Tekkesi
Dervişi de çarpışmada öldüler. Daha sonra Kütahya’daki Türk birliklerinin
saldırısına uğrayan Yunan tümeni, varlığını korumayı başardı. Banaz yönüne çekilen
Yunan kuvvetleri, Türklerin köyleri boşaltmış olmasından ötürü kılavuz
bulamadığı için kuşku içinde İzmir’e yol arıyor. Şafak, diğer Yunan
kuvvetlerini çekilirken buldu. Banaz ve İslamköy ovaları, çekilen Yunanlılarla
doldu taştı. Yunan kuvvetlerine savunma hattı kurmaları için verilen emir
uygulanamadı. General Franko, Anadolu Sefer Ordusu Komutanlığı’na, ‘Ordunun
morali o kadar düştü ki, erler bir sel gibi koşmaktadır.’ diye bildirdi.
Yunanlıların Uşak’ta yaptığı tahribat: 1.000 kişi öldürüldü,
300 aile Yunanistan’a götürüldü. 1800 ev, 12 cami ve mescit, 636 dükkân ve
mağaza ile bağlar yakıldı. Rauf Bey, devletlere gönderdiği bir nota ile Yunan
kundakçılığını protesto etti.
M. Şevki’nin not defterinden: Dört gündür yoğun ve uykusuz
olan neferleri, Dumlupınar’dan buraya yürüyerek değil, oynayarak geldiler.
Hepimiz çılgın gibiyiz. Köylüler, kadın erkek, genç ihtiyar, minicik yavrular
bile sevinçten deli gibi ağlıyor, askerleri kucaklıyor. Üzengilerimize yapışıp
öpüyorlar. Gece geç olduğu halde, askerlerimizin yattığı evlerden yanık
memleket şarkıları geliyor.
Yunanistan’da durum: İngiltere’nin Atina İşgüderi
Bentinck’in sabahtan akşama kadar art arda Londra’ya gönderdiği tellere göre:
Hükümeti destekleyen gazeteler Anadolu’nun terk edilmesi zorunluluğundan söz
etmeye başladılar. Çoğunlukta olan öteki Yunan gazeteleri ise Anadolu’nun
boşaltılmasına şiddetle karşılar. Yunanistan, İngiltere’den askeri yardım
istemek niyetinde. Fransız gazetelerinden bazıları, Türk uçaklarının Fransız
pilotlar tarafından kullanıldığını yazdılar, ancak Fransızların Atina Elçisi bu
haberi yalanladı. Bentinck, geç saatlerde gönderdiği telgrafta Hükümet çevrelerindeki
tedirginliği anlattı. Buna göre, ‘felaket’in suçu ‘dik kafalı aptal’ diye hücum
edilen Başkomutan Hacıanesti’ye yükleniyor. İçişleri Bakanı Stratos, Sevr
sınırlarına çekilmeyi önerirken, Gunaris, Anadolu’nun bütünüyle boşaltılmasını
savunmaya başladı. Bentinck, ‘Durumun ne kadar ciddi olduğunu anlamak güçtür. Çeşitli
söylentiler vardır, ama Anadolu’nun boşaltılmasına alelacele karar verilmesi ve
boşaltmaya hemen gidilmesi ihtimaline karşı sizi uyarmaya cesaret ederim.’ dedi.
Yunan Hükümeti, İzmir’e göndermek üzere 7 gemiye el koydu.
Deniz Bakanı, filoya İzmir’e hareket etmesini emretti.
Türkiye’deki İngiliz görevlilerinin Londra’ya telleri: 1) İzmir’den
Sir Lamb: Askeri durum kritik değilse bile ciddidir. İçişleri Bakanı’yla Savaş Bakanı
dün alelacele İzmir’i ziyaret ettiler. Yüksek Komiserle ve daha sonra istifa
ettiği bildirilen Başkomutan’la görüştükten sonra aynı gün akşam gittiler.
Henüz panik alameti yok, ama her an baş gösterebilir. Limana birkaç müttefik gemisi
yollanması yararlı olabilir. 2) İstanbul’dan Rumbold: Milliyetçilerin taarruzu
İstanbul Hükümeti’ne büyük huzursuzluk vermektedir. İstanbul Hükümeti, Venedik’te
yapılması tasarlanan hazırlık konferansının zarar göreceğinden ya da gereksiz
yere erteleneceğinden korkmaktadır. İstanbul Hükümeti, Paris teklifleri
gereğince Anadolu esasen Türkiye’ye geri verilecek olduğuna göre, bu saldırıyı
tahrik eden sebepleri bilmediğini ileri sürmektedir.
Dün kurtulan Kütahya halkı, Belediye binasında toplanarak
Kadı Asım Efendi’yi Mutasarrıf Vekili seçti.
Kuzey Irak’taki Revandiz’de Özdemir Bey komutasındaki Türk
askerleri ile yerli aşiret kuvvetleri, İngilizlerle yaptıkları Derbent çarpışmasında
önemli başarılar elde etti. Yarın İngilizler çekilecek ve Derbent işgal
edilecektir. Bombalama yapan 4 İngiliz uçağı düşürülecektir. İngilizlerin 3
subayı yaralandı, 14 Hintli asker öldü, 7’si kayboldu. İngiliz birliklerinde
görev alan yerli gönüllülerden 12 ölü ve kayıp, 19 yaralı var.
İstanbul Eski Belediye Başkanı Selim Paşa ile yardımcısı
Mehmet Ali Bey, görevleri sırasında yolsuzluk yaptıkları gerekçesiyle Şura’yı
Devlet’te yargılanmaya başlandılar. Cavit Bey’in, Avrupa’da bulunan Mahmut
Muhtar Paşa’dan aldığı mektup: Şark meselesini İngiltere’nin isteği
doğrultusunda halletmekten başka çare kalmadı. Anadolu’da geçici hükümetin
devamına yardım edecek bir barış mümkün değil. Anadolu, Boğazları tehdit edemediği
için çökecek. Merkez de artık Ankara olamaz… Cavit Bey’in notları: Dört günden
beri gelen taarruz ve zafer haberleri, yüzleri güldürüyor. İzmir de dahil
olduğu halde, bütün Anadolu’nun halası bekleniyor.
Tevhidiefkâr’da boydan boya manşet: Yunanlılar
Eskişehir’i tahliye ettiler. Düşmanın cephesinin kilidi olan Afyonkarahisarı’nın
zaptı üzerine bütün cepheleri sarsıldı. Dumlupınar da ordumuz tarafından işgal
edilmiştir. Düşman Afyonkarahisarı Meydan Muharebesi’nde yedi bin zayiat verdi.
Ordumuz, bütün cephe üzerinden taarruza geçerek düşmanı takibe başlamıştır.
-Kocaeli Grubumuz Bilecik’i zapt etti. -Mezalim tahkikatı reddedildi. -Askeri
mütalaa: Afyonkarahisarı zaferi çok mühimdir. İleri: Mazlum milletleri
ve bilumum Müslümanlarla hakperest insanları büyük müjdelerle şadan eyleyen tebliğ-i
resmimiz geldi. Ordumuz, düşmanın kuva-yı külliyesini evvela 60 km.lik bir
cephe üzerinde bozdu. Yunanlıların zayiatı azim. Üsera, ganimet pek boldur.
-Düşman 15 km. geri çekildi. -Ali Peyam Efendi, evvelce ne diyordu, şimdi ne
diyor? Babalık: Mustafa Kemal Paşa’nın Meclis’e zafer müjdesi. -İzmir muhtariyetinin
iç yüzü nedir? -Yunanlılar Asya-yı Sugra muhtariyetini Balıkesir’de nasıl ilan
ettiler? Hakimiyeti Milliye:
Kıtalarımız Dumlupınar’ın şark ve şimaline ricat etmek isteyen düşmanı
muharebeye mecbur ederek müthiş bir darbe vurmuştur. Elde edilen top ve
ganimetler fevkalade mühimdir. -Afyon halkı şükran secdesinde. -Başyazı: İslam’ın
ihyası: Bundan sonra tarihçiler üç büyük olayı yan yana anacaklar: Uhud Savaşı,
Peygamberimizin ölümü, Anadolu’da bugünkü savaş. -İlk gazilerimiz (28 ve 29’da)
Konya’da. Yenigün: Kütahya önünde bir savaş bekleniyor. Düşman
kaçamayacak. -Nebizade Hamdı: Misak-ı Milli’den fazlasını istemeliyiz. -İlk
tokat! -Afgan Elçilik Kurulu ile Bakü’den Kabil’e. Sınırda ve Herat’ta eşsiz
karşılama töreni. -Anadolu’da zafer şenlikleri. Öğüt: Yunan ordusunu
Anadolu’da ölüm bekliyor. Dumlupınar’da davayı kaybettiler. Yeni Adana:
Düşman perişan, kaçıyor. -Ordumuzun müthiş savletleri. Peyamı Sabah’ta
heyecansız başlıklarla 27, 28 tarihli resmi tebliğler. -Afyon batısında büyük
bir muharebe başladı. -Ali Kemal: Kuvayı Milliye Afyon’dan sonra Eskişehir,
Kütahya, Bursa vesaireyi kurtarsa da silahla zafere ulaşılamayacağı görüşümüzü
değiştirmeyiz. Avrupa’nın nazım ve hâkimi devletlere karşı Anadolu’da Türk
hakimiyetini devam ettirmek eski zamanda olduğu gibi kılıçla kuvvetle mi olur? Vakit’te
süslü çerçeve içinde manşet: Yunanlılar, şimendifer hattı boyunca ricat
etmektedirler. Son haberlere nazaran Eskişehir de kahraman kıtaatımız tarafından
işgal edilmiştir. -Askeri mütalaa: Afyonkarahisar muzafferiyeti. -Tekirdağı’ndan
Mudanya’ya asker nakli. -Atina’da galeyan baş gösterdi. İkdam’da
başlıklar büyüyor: Resmi tebliğimize nazaran Afyonkarahisarı istirdat
edildikten sonra merkez ve sağ cenahta harekâtımız muvaffakiyetle inkişaf
etmektedir. Bundan Eskişehir’in de alındığını tahmin ediyoruz. Esirler ve
ganimet çoktur. -Yunanlılar arasında telaş başlamıştır. -Taarruzumuzun Avrupa’daki
akisleri. -Askeri mütalaa, harita. -Yakup Kadri, 9 ay önce ‘İzmir’de
görüşeceğiz.’ diyen İsmet Paşa’ya sesleniyor: Vuslat saatini bekleyen bir
sevdalı gibiyiz. Söyleyin vuslat ne zaman? Aydede: Zafer temin edilince Peyamı
Sabah’ın alacağı tavır: Mustafa Kemal, bir duvarın sütünde gururla yükselmiş,
yerden Ali Kemal yalvarıyor: ‘Mest-i nazım kim büyüttü böyle biperva seni?’ Güleryüz:
Minla Beyimizi kızdırmışız. -Celali: İlk yumruk: İzmir’imin cephesinde ilk silahı
patlattı. -Münci’den (Ali Kemal) Kral Kosti’ye: Haşmetmeap, hasretinle günden
güne sararıp soldum. Bizi sakın yalnız bırakma, perişan oldum, beni bu diyardan
kurtar. -Fırkası olan Hürriyet ve İtilaf hapı yuttuğu için kara kara düşünen
Rum.
Le Temps: Türk zaferi: Türk saldırısı ve başarısı İngiltere’de
derin bir tesir yapmıştır. Düşmanlığa tekrar başlaması, İngiltere’nin Irak ve
Filistin’de düştüğü yeni zorluklarla aynı zamanda oluyor. Türklerin milli
topraklarını kurtarmaya hakları vardır. Fransa, barışma için bütün gayretlerini
sarf etti. Matin: Yunanlılar 70 km. çekildiler. Westminister Gazette:
L. George, artık anlaşılmıştır ki Almanlara karşı gösterdiği dirayeti, Türklere
karşı göstermiştir. Morning Post: L. George: Yunanistan’ı felakete
sürükledi. İngiltere, Venedik Konferansı ile boğmak istediği Türklerden kesin
cevabını aldı. Daily News: Türkler Sevr Anlaşması’nın ortadan
kaldırılması için çareyi kendileri buldular. Bize şimdi sadece düşünmek düşer. The
New York Times: Avrupa uygarlığının beşiği olan Ege bölgesi bir kez daha Asyalıların
eline geçerse, bu cinayetin başlıca sorumluları İtalya ile Fransa olacaktır. Daily
Express’te, General Townshend’in Türk ordusunda maneviyatın ve donanımın
fevkalade olduğunu anlatan demeci. (Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü IV, Türk Tarih
Kurumu Basımevi Ankara-1996, sf. 613-614-615-616-617)”
Türk
utkusunun haberleri artık saklanamaz oldu. Hem Batı hem de Türk basını, Türk’ün
başarısını manşetlerine taşıdılar. Ali Kemal bile gerçeği görmezden gelemedi. Baştan
beri Ankara’nın yanında yer alan Türk gazetelerinde ihanetin en önemli
adreslerinde biri olan Peyamı Sabah’a göndermeler de bulunuluyor. Ne yazık ki
Ali Kemal, tüm gerçek ortadayken işbirlikçi tavrından vazgeçmeyip İngilizlere tapınmayı
sürdürmekte.
Atatürk
karşıtı bazı bilgisizler, ikide bir “Biz Kurtuluş Savaşı’nda İngilizlerle
savaşmadık ki…” derler. Irak’ın kuzeyinde İngilizleri, Özdemir Bey’in nasıl
yenilgiye uğrattığını bu yazıdan öğrenirler artık. Üstelik bizim Kurtuluş
Savaşı’nda asıl savaştığımız güç, İngilizlerdi.
Günlükler,
Atatürk’ün dehasını anlamak için önemli belgeler. Tüm olanaksızlıklara,
yoksulluğa ve yoksunluğa karşın savaşı kazandık. Çünkü Türklerin başında bir
deha vardı, Yunanlıların başında ise ülkesinin yazgısını emperyalistlerin
gücüne bağlayan fırsatçı ve işbirlikçi bir zavallı. İşte savaşın gidişatını
belirleyen de bu fark.
Adil
Hacıömeroğlu
31
Ağustos 2023
102 yıl önce bugün bu saatlerde burada emperyalizmin maşası olarak ülkemizi işgale gelen Yunan Ordusunun yaklaşık üçte birinin zayi olduğu muharebe alanı.
YanıtlaSilBaşkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın da 11. Tümenle birlikte Adatepelerde cephede olduğu Başkomutanlık Meydan Muharebesinin kesin zaferle sonuçlandığı yer.
Zaferin kazanıldığı yer.
Nefsi müdafaa olmadığı sürece savaş bir cinayettir diyen büyük komutan Mustafa Kemal Paşa'ya ve onun vatanımızı savunan ve kurtaran ordusuna , sevgiyle, özlemle , minnetle, şükranlarımı sunuyorum🇹🇷🇹🇷🙏🏻♥️🌹Değerli Adil Öğretmenim yğreğinize emeğinize sağlık, değerli bilgileri bizlerle paylaştığınız ve tarihimizi yaşattığınız için sağolunuz 👏👏👏🇹🇷🇹🇷Fulya Kırımoğlu